Sivil Toplumdan Paris Anlaşması’nın Onaylanması için Çağrı
SİVİL TOPLUMDAN PARİS ANLAŞMASI'NIN ONAYLANMASI İÇİN ÇAĞRI
Paris iklim Anlaşmasının 5. yıl dönümünde sivil toplum örgütleri Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasını ve ulusal katkı hedeflerini iyileştirmesini talep ediyor.
İklim politikaları açısından dünyada hareketli ve iddialı bir döneme girildi: Avrupa Birliği 2030 için %55’lik bir iklim hedefi belirledi, Çin 2060 için karbon nötr olma hedefini açıkladı. Japonya, Güney Kore, Güney Afrika ve Kanada ise sıfır emisyon planlarını açıkladı, ABD ise, başkanlık seçimi ardından Paris Anlaşmasına geri dönüyor. Bu gelişmelerle birlikte iklim diplomasisi artık uluslararası ilişkilerin ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Türkiye’nin iklimi merkeze alan küresel hareketin bir parçası olmak için bir an önce harekete geçmesi hem gezegene ve topluma hem de ekonomiye fayda sağlayacaktır. Türkiye bunu başarmak için gerekli enerji dönüşümünü sağlayacak enerji verimliliği, rüzgar ve güneş enerjisi potansiyeline sahip. Bu sayede, Türkiye 2030 iklim hedefini kolaylıkla iyileştirebilir ve 2050’ye kadar sıfır karbon hedefini açıklayabilir.
Bu gelişmelerden hareketle Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği, Doğa Koruma Merkezi, Ekosfer, Tohum Eğitim Kültür ve Doğa Derneği, Greenpeace, İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği, Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA), TEMA Vakfı (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı), WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma, Vakfı), Yeşil Düşünce Derneği, Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe), 350.org Türkiye Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı onaylamasını ve ulusal katkı hedeflerini iyileştirmesini talep ediyor.
Görüşler:
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli: “Salgın sonrası ekonomik toparlanma paketlerinin düşük karbonlu sektörleri önceliklendirmesi hem istihdam olanaklarını artıracak hem de Türkiye’nin enerji dönüşümünü hızlandıracaktır.”
SEFiA (Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği) Kurucu Direktörü Bengisu Özenç: “Avrupa Birliği’nde de ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile tüm üretim, tüketim ve ticaret sistemlerini iklimi merkeze alacak şekilde dönüştürüyor. Buna paralel olarak karbon kaçağını önlemek için AB ile ticareti olan ülkeleri kapsayacak çeşitli gümrük kontrol mekanizmaları gündemde. İhracatının yarısını AB ülkelerine yapmakta olan Türkiye için bu yeni mekanizmalara uyum sağlamak hem iklim hedefleri hem de ticari faaliyetleri açısından fayda sağlayacaktır.”
Greenpeace Avukatı Deniz Bayram: “Türkiye’nin iklim krizinden en çok etkilenen sağlık, tarım ve kentleşme alanlarında iklim değişikliğine uyum politika ve uygulamaları gözden geçirmesi hem ekonomik kayıpları en aza indirmek hem de yaşanması muhtemel kayıpların önüne geçmek için kritik.”
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz: “Türkiye enerji dönüşümü için büyük potansiyele sahip. Güneş ve rüzgârdan elektrik üretimini iletim-dağıtım sistemine ek yatırım yapmadan kolayca ikiye katlayabilecek, küçük bir yatırımla ise üç katına çıkarılabilecek önemli bir potansiyele sahip. Ayrıca enerji verimliliği açısından da kayda değer fırsatlar mevcut. Shura raporuna göre tasarruf miktarı 18 milyon hanenin veya ülkenin tekstil ve ana metal sanayi sektörlerinin günümüzdeki toplam elektrik tüketimine eşdeğer.”
İMZACILAR:
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Doğa Koruma Merkezi
Ekosfer
Greenpeace
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA)
TEMA Vakfı (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı)
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Yeşil Düşünce Derneği
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe)